derbeder-dunya
  SİNEMADA YÜZÜKLERİN EFENDİSİ
 

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ-THE LORD OF THE RINGSEdebiyat tarihine şöyle bir geri dönüp baktığımızda belki de çok az kitap Yüzüklerin Efendisi (The Lord of The Rings) kadar sevilmiş ve tanınmıştır. Birçok kesimi derinden etkileyen, fantastik edebiyatın doğuşuna olanak veren bu nadir eserin bir İngiliz edebiyatı profesörünün kaleminden çıkmış olması ise başka bir meseledir. Alanında önde gelen bir dil uzmanı olan J.R.R. Tolkien, var olmayan diller ve o dilleri konuşan varlıkları yaratmaya fazlasıyla meraklı bir insandır. Ki ne iyi etmiş de gönlünü bu tür 'gayri ciddi' işlere vermiş ve yarattığı eserle şu can sıkıcı hayatımıza bir parça olsun renk getirebilmiştir.

SİNEMADA YÜZÜKLERİN EFENDİSİ

Üç kitabı da bitirdiğimde aklımda hep şu soru olagelmişti: Bu kitabın niye bir filmi yok? Şimdiye değin Hollywood gerekli gereksiz her tür romanı, bilumum yaratığı ve süper kahramanı karşımıza getirmişken, böylesine ayrıntılı ve güçlü bir yapıta neden fırsat vermemişti? Elbette 1978 yılında Ralph Bakshi yönetiminde bir Tolkien uyarlaması animasyon filmi yapılmıştı. Nitekim bu çizgi film, kimi yerlerde animasyonlarının özenli olmasına rağmen, Yüzüklerin Efendisi'nin ruhunu yansıtmaktan çok uzak, konunun anlamadığımız bir nedenden ötürü ikinci kitabın yarısında son bulduğu bir acayiplik bütününden başka bir şey değildir.

Eh, sonunda imdadımıza Peter Jackson yetiştiğinde tüm dertlerimiz de son buldu. 1999'larda filmin çekilmeye başlandığı haberi duyulduğunda bizim için günleri saymak kaçınılmazdı artık. Herkes merakla filmin gösterime girmesini beklerken sorular da kafamızı kurcalamaya devam ediyordu. Acaba nasıl bir film olacaktı? Frodo'yu kim, Gandalf'ı kim oynayacak, yok şu olacak mı yok bu olmayacak mı derken sonunda ilk film gösterime girdiğinde bizler de her Tolkien hayranı gibi koltuklarımızda yerimizi aldık. Filmin o göz alıcı ilk sekansında nefeslerimizi 10-15 dakika (çüş artık!) kadar tuttuktan sonra artık yanımızdaki diğer müzmin Yüzüklerin Efendisi meraklısı arkadaşımızla fısıldaşmalar, sahneler hakkında yorumlaşmalar da başlamış oldu.

Üç yılın sonunda, üç filmi de geride bıraktığımızda bir efsaneyi de böylece kanlı canlı yaşamış olduk. İyi mi olmuştu yoksa kötü mü? Açıkçası buna kesin bir yanıt vermek zor ancak birazdan Peter Jackson'ın çektiği film hakkındaki yorumlarımızı okursanız belki genel itibariyle düşüncemizin hangi yönde olduğuna karar verebilirsiniz.

PETER JACKSON'IN BAŞARISI

Öncelikle şunu söylemek gerekir ki filme ilk gittiğimde olağanüstü bir şeylerin olmasını beklemiyordum. Evet, filmin görselliğinden ve Jackson'ın romana sadık kalan tutumundan oldukça etkilendim ama hiçbir film Yüzüklerin Efendisi'nin sihrine erişemeyecekti ve burada da öyle oldu. Tolkien'in anlatım tarzı zaten en başından Hollywood kalıplarına uymamaktadır. Ki fantezi edebiyatına uzak günümüz insanı da kitabı ilk eline aldığında 'Bu ne ya?' gibisinden bir tepki verir. Ancak okumaya devam ettikçe, kitap giderek derinleşir ve kendinizi hikayenin geçtiği Orta Dünya'nın (Middle Earth) tam ortasında buluverirsiniz.

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ-THE LORD OF THE RINGSTolkien'in Orta Dünya'yı inşa ederken kullandığı kavramlar film için zengin bir görsel malzeme oluşturuyordu. Jackson ve ekibi de bundan sonuna kadar faydalanmayı bilmişler. Lórien'de yaşayan elflerin mekanları dışında pek çok yeri oldukça etkileyici buldum. Özellikle ikinci filmdeki Rohanlıların Altın Konak'ı ve üçüncü filmdeki muhteşem Gondor şehri gerçekten göz kamaştırıcıydı. Arka planların tasarımında bir Yüzüklerin Efendisi ressamı olan John Howe'un çalışmalarından örnek alınması ve kimi sahnelerin John Howe'un daha önce Yüzüklerin Efendisi için yaptığı resimlerin tıpatıpı olması Peter Jackson'ın konuya olan saygısını bir kez daha ortaya koyuyor.

MİĞFER DİBİ: SAVAŞ MI, KAHRAMANLIK EDEBİYATI MI?

Her şey bu kadar iyi güzel de bir yandan da eksik olan, hatta olmaması gerekenler neler? Diyebileceğim şu ki ilk filmle pek bir problemim olmadı. Güzel bir Yüzüklerin Efendisi uyarlaması izlediğimizi düşündüm. Ancak ikinci filme gelindiğinde işte orada durun dedim. İki Kule'de (The Two Towers) konusu geçen savaşın şimdiye dek çekilen en iyi savaş sahnesi olacağı bangır bangır önceden duyurulmuştu. Herkes ağzının suyu akarak ikinci filmdeki bu büyük savaşı bekliyordu.

Evet savaş büyüktü ve iddia edildiği gibi, Jackson gerçekten etkileyici bir savaç sahnesi çekmişti, hakkını verelim. Ama sorun neredeydi? Sorun şuradaydı. Jackson, İki Kule'yi bir savaş filmi gibi ele almıştı. Evet, Tolkien bir savaş anlatır, ama savaşı değil. Burada ince bir nüans söz konusu. Filmde, Miğfer Dibi'nde gerçekleşecek savaşa, asker sayısı yeterli olmadığı için artık erkek çocuklarının bile gitmesi gerektiği anlatılır. Ki kitapta böyle bir şeyin lafı bile geçmez! Başlarında miğferleriyle çocukları zırhlara büründürüp sonra da Braveheart misali, atlara bindirdiklerinde 'hop n'oluyoruz?' (gerçekten!) dedim film sırasında. Bu kadar abartıyı sessiz karşılamam mümkün değildi. Sanırım, Jackson savaş derken işin içine kendini fazlasıyla kaptırmıştı. Belki de Tolkien'den daha fazla! Dolayısıyla Tolkien'in şiirsel bir dille anlattığı savaş meydanı, filmde gereksiz duygu sömürüsü bombardımanına kurban edilir.

"GOLLUM!.. GOLLUM!.."

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ-THE LORD OF THE RINGSFilmin en önemli karakterlerinden biri olan Gollum'un çıkmasını açıkçası sabırsızlıkla bekliyordum. Bunun için ikinci filmi iple çektim. Ve hayallerim gerçek oldu. Zaten kitaptan aşık (!) olduğum Gollum'a, daha doğrusu onu motion capture teknolosiyle canlandıran Andy Serkis'e de hayran olmamam mümkün değildi. Bilgisayarla yeniden yaratılan hobbitten bozma, sevimli-çirkin yaratık Gollum'a hareketleriyle, yüzüyle ve sesiyle ruh veren Andy Serkis gerçekten alkışlanacak bir iş çıkarıyordu. Bu arada Gollum'un inanılmaz gerçekçi doku tasarımı için CGI'cıları da tebrik etmek gerekir.

Tabii Gandalf canlandıran Ian McKellen'ın usta işi oyununu da unutmamak gerekir. Belki de ilk Sir unvanlı eşcinsel olan aktör gerektiğinde bir baba kadar sevecen, gerektiğinde de acımasız bir savaşçı kadar sert olabilen bilge büyücü karakterine adeta cuk diye oturmuştu.

Bunun dışında oyuncular içinde tek çıkıntı diyebileceğimiz Orlando Bloom'du. Nedense Bloom'un oyunculuğuna hiçbir filmde ısınamıyorum. Sanırım yüzündeki 'bu işte mükemmelim' hali onu duruk ve başarısız kılan tek etmen. Bence Legolas'a çok daha elfçe -ve koyu renk kaşları olmayan- biri yakışırdı.

Kötü taraftan olan diğer önemli elemanlardan biri Saruman oynayan Christopher Lee, burada da oyunculuğunu konuşturuyordu. Ancak üçüncü kitabın sonunda Saruman'ın ve Solucandil Gríma'nın önemli bir işlevi olduğu sahneler filmin fazla uzayacağı kaygısıyla Jackson tarafından atılmış. Keza hikayenin sonunun değiştirilmiş olması benim filmden tamamen kopmama neden oldu.

'OLMAYAN' MUHTEŞEM FİNAL!

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ-THE LORD OF THE RINGSFrodo ve Sam Hüküm Dağ'ında yüzüğü yok etmelerinin ardından diğer hobbitlerle yolcuklarının başladığı noktaya döndüklerinde köylerinin yağmalandığını ve yenik düşen Saruman tarafından ele geçirildiğini görürler. Ancak onlar miskin, işe yaramaz, küçük hobbitler değillerdir. Nice badireler atlatan, ne zor savaş ve serüvenlerden geçen, kralın habercisi mertebesine erişmiş hobbitlerdir artık onlar. Onların bu değişimi ve Tolkien'in yarattığı bir trajikomiklik olarak büyük bir yüreklilikle köylerini kötülükten kurtarmaları (büyükler Orta Dünya'yı hallettikten sonra sıra küçüklerin Shire'ı temizlemelerine gelir) belki de kitabın en güzel yanıdır. Fakat filmde gelin görün ki bunların hiçbiri olmaz. Hemen vedalaşma ve ayrılık sahnesine gelinir. Ki bu uzun (baya uzun) sahneler de kitabı okumayanlar için büyük bir azaba dönüşür (bazısı daha film bitmeden sinemayı terk edip gitmişti).

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ'Nİ OKUYUN!

İşte üç yıllık macera böyle son buluyor. Film iyi ya da kötü, ne olursa olsun artık bir yıl daha beklerken hakkında konuşacağımız hiçbir şey olmaması beni ister istemez üzüyor. Ama sonuçta bu bir filmdi. İzledik, eğlendik, beğenmediğimiz, kızdığımız yerler oldu. Fakat Yüzüklerin Efendisi orada. Tekrar tekrar okunmayı ve yaşanmayı bekliyor. İşte gerçek macera bu!

YAZARA EMAIL GÖNDER

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ-THE LORD OF THE RINGS


Get your own Chat Box! Go Large!
 
  Bugün 1 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol